Waterford Şehri Her Şey

Küçük Bir Merkez Waterford

İrlanda’nın Güneydoğusunun üç ana bölgesi olan Waterford, Wexford ve Kilkenny birbirine yakın merkezler ve esasen İrlanda’nın her yerinde olduğu gibi, burada da tarihin katmanlarını hissediyorsunuz, ancak bu bölgelerin şöhreti Viking ülkesi olmalarına dayanıyor. Waterford, İrlanda’da İskandinav istilasının merkeziydi ve Waterford şehrine bu tarihten pek çok eşsiz miras kaldı. 9.yüzyılda Vikingler tarafından kurulan en eski şehir olan Waterford, atlantik okyanusun kenarında yer alışından ötürü aynı zamanda rüzgarın şehri olarak tanımlansa yeridir. Waterford’a şehir demek ne kadar doğru olur bilemiyoruz zira bölgenin en büyük nüfus merkezi olmasına rağmen, sadece 53.000 kişiye ev sahipliği yapan ufak bir merkez aslında Waterford.  Şimdi gelin İrlanda’nın güneydoğu limanı olarak bilenen Waterford’ta gezilecek yerlere bir bakalım..

 Waterford’un Mücevheri: Bishop Palace

Georgian dönemi mimarisinin zarif bir örneği olan Bishop Palace, Dublin’deki Leinster House’un mimarı olan Richard Cassels tarafından yaptırılmış, Waterford’un en ünlü müzesi olarak biliniyor. Müze barındırdığı eserlerle 1700’den 20. yüzyılın ortalarına kadar şehirdeki yaşama odaklanıyor. 18. yüzyılı kapsayan koleksiyon, mobilya, sanat, moda ve bazı zarif cam ve gümüş işçiliği dahil olmak üzere açık ara en etkileyici olanı.

Müzede yer alan Georgian çizim odası ise, Willem Van der Hagen’in 1773’te yıkılan orta çağdan kalma Christ Church Katedrali gibi orjinalleri artık var olmayan Waterford simge yapılarını tasvir eden bir İrlanda şehrinin en eski manzarası olarak bilinen Waterford City’nin büyüleyici 1736 manzara resminin hakimiyetindedir.

Waterford’un En Önemli Kilisesi: Christ Church Cathedral

Waterford’un simgesel kilisesi Christ Church Cathedral, 18. yüzyılın sonları mimarisinin güzel bir örneğidir. Büyüleyici İtalyan tarzının sergilendiği kilisenin iç mekanı neredeyse bir ibadethaneden ziyade görkemli bir ev gibi görünüyor. John Roberts tarafından tasarlanan mevcut bina, 11. yüzyılda Vikingler tarafından inşa edilen binanın yerini alarak 1773’te tamamlanmış. Üzücü ama orijinal binadan yalnızca bir sütun kalmış. Burası, İrlanda’yı işgal eden ilk İngiliz lordu Strongbow’un İrlandalı bir prensesle evlendiği ve böylece İrlanda Kraliyetinde kalıcı bir yer edindiği yer olarak tanınıyor. Orjinali kadar olmasa dahi oldukça ihtişamlı olan bu yapıyı Waterford’ta gezilecek yerler listenize eklemeyi unutmayın.

İrlanda’nın En Büyük Sanat Merkezi Garter Lane

İrlanda’nın en büyük sanat merkezlerinden biri olan Garter Lane, O’Connell Caddesi’nde iki binaya yayılmış durumda. Birinde sergi odaları ve sanatçı stüdyoları yer alırken diğerinde bir sanat galerisi ve avlu ile birlikte Garter Lane Tiyatrosu bulunmaktadır. Bu popüler sanat merkezi, çağdaş ve yerel sanatçıların eserlerini sergiliyor aynı zamanda da çeşitli müzik, dans ve film programlarına ev sahipliği yapıyor. Gitmeden önce rezervasyon yaptırmayı unutmayın.

İrlanda’nın En Tanınmış Markası: Waterford Crystal Fabrikası

Dünyanın en tanınmış İrlanda kökenli markalarından biri olan Waterford Crystal, 1783’ten beri Waterford’ta üretiliyor. 2009’da şirket iflas başvurusunda bulunmuş ve bir süre bu ikonik marka tamamen tarihe karışacakmış gibi görünmüş ancak çok geçmeden firma için yeni sahipler bulunmuş ve onlarla birlikte, Waterford’un tam kalbinde yer alan, bu ünlü fabrika ziyaretçi merkezi haline getirilmiş. Çoğunlukla 200 yılda çok az değişen geleneksel yöntemlerle kalıplanan, üflenen, kesilen ve bitirilen ışıltılı ürünleri izlemek için Waterford Crystal fabrikasını gezebilirsiniz. Waterford’tan dönerken yanınızda götürecek muhteşem hediyeler istiyorsanız doğru yerdesiniz. Orada bulunan devasa hediyelik eşya dükkanında hem kendiniz hem sevdikleriniz için mutlaka birşeyler bulabilirsiniz.

Waterford’ta Ortaçağ Keşfi: Medieval Museum

Ortaçağ Müzesi Medieval Museum, zengin işlemeli altınlar, kutsal topraklarda hacılar tarafından giyilen karmaşık metal rozetler ve tarihi 1373 olan Charter Roll gibi şehrin ortaçağ döneminden bazı güzel eserlere sahiptir. Aslında müze Binasının kendisi, sergilenen öğeler kadar önemli. Modern bir tasarıma sahip olan müzenin değeri iki ortaçağ yapısını bir araya getirmesinden kaynaklanıyor. 15. yüzyıldan kalma şarap mahzeni ve şimdi müzenin ana alanlarından birini oluşturan 13. Yüzyıldan kalma taş tavanıyla etkileyici bir yer olan koro salonu, müzenin sahip olduğu iki tarihi alanı oluşturuyor. Giderseniz Viking şehri olan Waterfor’ta ortaçağ kalıntılarına mutlaka bakın.