Bir Krallık Başkenti Londra
İngiltere denilince akla ilk gelen yer olan başkent Londra, Roma döneminden beri dünyanın her yerinden pek çok insanı kendine çeken bir cazibe merkezi olarak, pek çok kültürden insanın kök saldığı bir merkez olmuş, metropolitan şehir. Dünyanın çok kültürlü şehirlerinden biri olarak Londra, dar sokaklarına büyüleyici bir tarih, muhteşem bir sanat, heybetli mimari eserler ve popüler kültürü sığdırabilmiş dopdolu bir şehir olarak karşımızda. Yapılabilecek milyon şey var elbette, hadi başlayalım..
Dünyaca Ünlü Eserlerle Dolu National Gallery
Londra’nın kalbinde sanatı bulmak istiyorsanız, uğramanız gereken ilk yer National Gallery olmalı. Leonardo da Vinci, Michelangelo, Gainsborough, Constable, Turner, Monet, Renoir ve Van Gogh’un çalışmalarının sergilendiği müzede kaçırmamanız gereken pek çok eser mevcut. Müzenin bünyesinde restoranlar ve kafelerin olması hem yorgunluk atmak hem biraz sohbet ve açlık gidermek için harika. 13. yüzyılın ortalarından 20. yüzyılın başlarına kadar 2300 tabloyu görebileceğiniz müze, sizi sanat tarihine dair ufuk açıcı bir yolculuğa çıkaracak.
Tower Of London
Londra’da gezilecek yerler listesinin başında gelen Tower of London, kasvetli ve kanlı bir tarihe sahip olmasıyla hem ürkütücü hem merak uyandırıcı bir yer olarak nam salmış, Londra’nın en bilinen tarihi yapılarının başında geliyor. Yapılışı 1066 yılına kadar dayanan kule, bugüne dek saray, rasathane, cephanelik, darphane ve hatta hayvanat bahçesi olarak hizmet vermiş aynı zamanda ünlü bir hapishane ve infaz yeri olmuş. 22 hisar ve şatodan oluşan yapıyı gezmek muhtemelen yarım gününüzü alacaktır. Londra’da antik tarihi hissetmek ve geçmişten kalan batıl inançların halen hüküm sürdüğü yerleri görmek isterseniz Londra Kulesine gitmeniz şart. Bu muhteşem kalenin taş işçiliği kadar konuşulan bir başka konu efsane ve batıl inançlara konu olan bir mekan olması. Kule, sadece mimari olarak değil, göz kamaştırıcı zırh ve silah müzesi ile de görülmeye değer yerler arasında sayılıyor.
Hampton Court Palace
İngiltere gibi bir krallık ülkesine geldiyseniz, bir kraliyet mekanına uğramanız şart. Şu an halihazırda bir kraliyet mekanı olmasa dahi ihtişamıyla halen büyülemeye devam eden Hampton Court sarayı, 1500’lere dayanan köklü tarihiyle pek çok şey görüp geçirmiş bir mekan. Gittiğinizde zamanında binlerce kişiye yemek dağıtılan Tudor mutfaklarını ve görkemli bahçeleri gezebilir, sarayın ünlü labirentinde keyifli zamanlar geçirebilirsiniz.
West End Performances
Sanatın başkenti olarak Londra’nın sunduğu en önemli sanatsal alternatiflerin başında gelen West End Performances, tiyatro, dans, opera, küçük gösteriler, konserler veya canlı caz için tercih edebileceğiniz oldukça popüler bir mekan. Dünyada ünü ve ticari potansiyeliyle başı çeken tiyatroda özellikle gitmek istediğiniz oyun veya performans varsa mutlaka önceden rezarvasyon yaptırmanız gerekli.
Hyde Park & Kensington Gardens
Londra’da yeşille buluşmak için en özel destinasyonların başında gelen Hyde Park, 142 hektarlık bir alana yayılmış ve böylece şehrin nefesi olmuş. Londra’da yerel halk tarafından oldukça sevilen bu yeşil alanda vakit geçirdikten sonra Kensington Gardens’a geçip, bir kraliyet sarayı, Viktoryen tekne gezintileri, açık hava konserleri ve bir sanat galerisinde vakit geçirme fırsatı yakalamanız mümkün.
Londra’nın nasıl bir şehir olduğunu birde eğitim danışmanımızdan dinleyin.