Almanya’nın en güzel şehirlerinden olan Stuttgart’ta dil eğitimi almaya ne dersin? Gelin tarihi yapısıyla mimarisiyle ve doğasıyla insanların ilgisini çeken Stuttgart’ta neden dil eğitimi almalısınız ona bakalım.
Almanya’nın en büyük altıncı şehri olan Stuttgart diğer şehirlerden pek çok yönüyle ayrılıyor. Özellikle Almanya’nın tarihi dokusunu ve doğal güzellikleri merak eden çok sayıda uluslararası öğrencinin dil eğitimi almak için ilk tercihi oluyor. Stuttgart’ta dil eğitimi alarak sizler gibi olan çok sayıda öğrenci ile ister İngilizce ister Almanca pratik yapabilirsiniz. Stuttgart aynı zamanda dilinizi geliştirirken size pek çok aktivite fırsatı da sunuyor. Dilinizi geliştirirken bol bol gezmeyi de unutmayın.
Almanya’nın en büyük şehirlerinden olan Stuttgart’ta hayat çok çeşitli. İster dil okulundan sonra geceleri çeşitli barlar sokaklarını gezin, ister şehrin tarihi ve turistik yerlerini keşfedin ister şehrin üç yanını çeviren gür ormanlarında rahatlatıcı bir yürüyüşe çıkın. Aynı zamanda Stuttgart’ta yaşamanın ne kadar ucuz olduğunu sadece oraya gittiğinde anlayabilirsin demek çok da yanlış olmaz. Denemeye değer sanki, ne dersin?
Hepimiz Türk mutfağını çok seviyoruz ama o kadar Almanya’ya gitmişiz biraz daha farklı şeyler yemek lazım. Stuttgart bu noktada istediğimiz her şeyi bize sunuyor. Almanya’nın diğer büyük şehirlerinin aksine Stuttgart hala Alman mutfağının geleneksel ve yöresel lezzetlerini rahatlıkla bulup anavatanında tadabileceğiniz bir yer. Alman mutfağını sevmeyeceğinizi düşünüyorsanız da hemen korkmayın, Stuttgart’ta yaşayan Türklerden dolayı çok rahat bir şekilde aşina olduğunuz lezzetleri bulabilirsiniz. Hem de daha ucuza!
Yazımızın başında Stuttgart’ta zaten gezilecek çok fazla yer olduğunu söylemiştik, işte o yerlerden bazıları
Otomobillere ilginiz varsa asla kaçırmamanız gereken Mercedes-Benz Müzesi otomobillerin yollara çıktığı ilk günden bugüne kadar yaptıkları bütün otomobilleri sergiliyorlar. Arabaların tarihsel gelişimini kronolojik bir sırayla görmek ve insanların yaşam biçimlerinin ve arabalara bakışlarının nasıl değiştiğini görmek için mükemmel bir seçim.
1800’lü yıllarda yapılan ve günümüzde hala güzellğini koruyan bu park hem turistlerin hem de bölge halkının ilgi odağı konumunda. Hem doğal hem mimari güzelliği ile bu park şehrin en sakin ve huzurlu yerlerinden birisidir.
Yeni Saray olarak bilinen bu saray aslında fazlasıyla eski ve tarihi bir yapı. 1700’lü yıllarda yapılan bu saray dönemin Dükü Karl Eugen’in özel isteği üzerine yapılmış. Bizdekiler kadar görkemli olmasada 😊 gücün ve görkemin simgesidir.